Ağustos 2024
Başlamadan önce şunu söylemek istiyorum. Bu plan akımızda yoktu. Devlet yurtlarında 30 yaş altı geçler yaz boyunca ücretsiz konaklayabiliyormuş. Projenin adı #seyahatsever. Biz de dedik ki "neden bir yerlere daha gitmiyoruz? Otele çuvalla para vermek de yok." Her şey böyle derken başladı. Van teklifi de benden geldi.
Sonraki, yani çok sonraki rotada da Erzurum, Erzincan, Artvin vs. devam ederek karadenize doğru uzanacağım. Aralara da kısa kısa iç anadolu şehri sıkıştırırım diyorum.
Neyse, önce bilet fiyatlarına baktık, sonra KYK sisteminden randevu aldık, uçak biletini aldık derken bir baktık ki Van'a gidiyoruz.
Tek sıkıntımızı söyleyeceğim şimdi, çok uzun kaldık. Dolu dolu 5 gün geçirdik. Bence 3 gün yeterli. Nereden bilecektik ama...
Güzel bir yol fotoğrafı ile başlayalım...
16 Ağustos Cuma 2024
Sabah 8.40 uçağına bindik, 11.00 gibi Van'da indik. İlk olarak bir emanetçi sorduk, çünkü son gün gece uçağımız ve sabahtan valizleri havalanına bırakırız dedik. Uygun fiyatlı da işi çözdük. Ardından atladık bir taksiye ve meşhur Van kahvaltısı için elimizde valizlerle Adem Şef'e geldik. Yandaki fotoğrafta göründüğü gibi çeşit o kadar fazlaydı ki, ziyan da oldu şimdi yalan yok. Ama yiyebildiğimiz kadar yedik. Diyet miyet hak getire... Her anlamda tatildeyiz artık...
Kahvaltımızı yaptık, kahvemizi de içtik. Hesap da uygundu o kadar çeşite bence... Yolun kenarından KYK'ya gitmek için (valizleri bırakmamız lazımdı) minibüse bindik. KYK merkeze uzak, üniversitenin içerisinde. O yüzden geceye kalırsak taksiye bineceğimizi biliyorduk. Neyse KYK'da girişimizi yaptık, odamızı gördük, sorun yok sonuçta bir otel lüksü beklemiyoruz, ki ben geçmişte 4 sene KYK'da kaldım.
Sonra atladık minibüslere tekrar merkeze geçtik. Biraz cadde boyunca gezdik, mağazalara falan girdik ardından Cevahir Kafe'de oturduk. O kadar yemek yemişiz ki sabah akşam yemeği falan gelmedi kimsenin aklına... Sonrasında aynı caddeden yine üniversite minibüslerine binerek yurda geçtik.
Adem Şef Kahvaltı...
17 Ağustos Cumartesi 2024
Bu kadar yere kendi imkanlarımızla gidemezdik. Biz de günübirlik turlarla değerlendirelim hafta sonunu dedik. Van'a gelmeden önce ayarladığımız turlar ile 2 gün boyunca dolu dolu gezdik. Sabah Van Kedi Evi ile başladık. Zaten üniversiteye yakın olduğu için biz KYK'dan yürüdük buraya. Sevimli dostlarımızı sevdik, mama verdik onlara... Sonra atladık otobüse Muradiye şelalesi'ne geçtik. Aşağıdaki şelalenin suyundan nasibimizi aldık, üstündeki tahta köprünün de bir iki metresini yürüdük. Biraz tehlikeli geldi bana o sebeple çok yürümedim üzerinde açıkcası. Burada bizim gibi gezgin bir kız arkadaş edindik. Bizimle aynı tura katılmıştı, öğrenciymiş, kendi imkanları ile geziyormuş tek başına... Tek başına tatili ben de deneyimleyeceğim, yakındır...
Yolda otobüs durdu ve Ağrı dağı'nı görmek için indik. Yağmur anlamamış Ağrı dağı seyrinin orası olduğunu, "in" diyorum inmedi, hava alıyoruz, mola verdik sanmış. Hak da verdim şimdi, yol kenarına asfalt atmışlar, otobüs orada durdu, indik fotoğraf çektik. Ardından Doğubeyazıt'a doğru yola çıktık.
Doğubeyazıt çarşısında alışveriş yapmak için serbest zaman verdiler. Yine neler neler aldım, bir valiz kapatamama derdi daha edindikten sonra yemeğe geçtik. Tur yerinin anlaşmalı olduğu yerde yedik. Güzeldi de aslında beğendim yani.
Asıl en merak ettiğim yere doğru yola çıktık. İshakpaşa Sarayı... O kadar savaş görmüş, deprem, yağma ne varsa görmüş ama aslanlar gibi ayakta. Çok saygı duyuyorum böyle yapılara... Sarayın hiç bir yerinden Ağrı dağı görünmüyor. Efsaneye göre kralın kızı, Ağrı dağında bir çobana aşık olmuş, kral da çobanı istemediği için "öyle bir yere saray yapın ki Ağrı dağı görünmesin" demiş. Bu hayatın ne kötü kralı ne kralın kızı ne de çobanı biter.
Bitirirken şunu da söylemek istiyorum, çok beyefendi bir rehberimiz vardı, hem bizi sıkmadan anlatımlarını yaptı hem de hepimizi akışta tuttu.
Van Kedisi
18 Ağustos Pazar 2024
Pazar sabah erkenden tur otobüsüne bindik. İlk durağımız Akdamar Adası oldu. Tekne ile adaya geçtik, kiliseyi ve duvarlarındaki resimleri inceledik, bol bol fotoğraf çekildik.
Ardından Tatvan'da yemek yedik, yani meşhur yemeklerini yemek yerine kuru fasülye ve pilav yememiz bence en büyük acemiliğimizdi. Yağmur bana hala lafını yapar, "nasıl yaptık"diye... Tatvan'ın ardından Nemrut Dağı krater göllerini görmek için baya yol yaptık yukarı doğru. Havada da yağmur başladı, pek inip inceleme fırsatımız olmadı ama gölün kenarında çayımızı da içtik şimdi.
Yağmur akşama doğru azalınca Ahlat Selçuklu mezarlığında gezme fırsatı yakaladık. Anıt mezarları inceledik. Ben burada sadece anı kalması açısından ve buraya yüklerim gibilerinden birkaç poz aldım. Çünkü mezarlık nihayetinde, fotoğraf çekmek bence uygun değil. Öyle düşünerek gezdim, duar ettim, ve anıtlarda yazılanları okudum. İnsanı gerçekten hayran bırakan bir atmosferi vardı yani.
Şehidiye Medresesi
24 Nisan Çarşamba 2024
Gece valizi o kadar zor kapattım ki, oradan o halde ayrılabilmeme hala mucize gözüyle bakıyorum. Sabah arkadaşımla kahvaltımızı yaptıktan sonra İstanbul uçağı ile İstanbul'un kaosuna döndük.
Mardin Havalimanı
Telif Hakkı © 2024 banagezmekolsun.com - Tüm Hakları Saklıdır.
Powered by unzilekeles
Web sitesi trafiğini analiz etmek ve web sitesi deneyiminizi optimize etmek amacıyla çerezler kullanıyoruz. Çerez kullanımımızı kabul ettiğinizde, verileriniz tüm diğer kullanıcı verileriyle birlikte derlenir.